13.11.2024
Leyla KENT. Yazar, Seyyah Leyla Kent
VENEDİK TACİRİ Shakespeare
Henry Ford’un Beynelmilel Yahudi adlı eserini okurken Şekspir’in Venedik Taciri kitabı ile ilgili yaptığı yorumlar dikkatimi çekti. Venedik Taciri kitabını okumamıştım. Şekspir’i şiirsel anlatımdan dolayı kitaplarını orijinal hali ile yani İngilizce aslından okumaya taraftarım. Bunun içinde çok iyi İngilizce bilmek gerekiyor.
Fakat yine de Beynelmilel Yahudi de adı geçtiği için kitabı okumak ihtiyacı hissettim. Beynelmilel Yahudi de 1900’ler de Hristiyan Amerikan toplumuna Yahudi örgütlerin yaptığı baskılarla içinde bir Yahudi tefecinin iğrençliklerinin anlatıldığı Şekspir’in Venedik Taciri eserinin okunmasının yasaklatıldığından bahsedilmektedir. Şekspir, İngiliz diline yaptığı katkılarla, İngiliz dili için önemli bir şahsiyettir. Eserleri İngiliz Edebiyatı klasikleri arasında yer almaktadır. Şekspir, İngiliz kültürü ile aynı kaynaktan olan Amerikan Edebiyatı içinde önemlidir. Bütün bunlara rağmen Yahudilerin baskısıyla kitap Amerikan okullarında yasaklatılmıştır.
Kitap, dürüst, yardımsever gemi tüccarı Antonio’nun, sevdiği kadınla evlenmek için paraya ihtiyacı olan arkadaşı Bassanio’ya yardım etmek için hırslı, açgözlü Shylock isimli Yahudi tefeciden para istemesiyle başlar. Antonio arkadaşına ihtiyacı olan parayı kendisi vermek ister ama o sırada gemileri denizdedir elinde ne para ne de para getirecek mal vardır. Tefeciden borç para almak zorunda kalır.
Aslında tefeci Shylock ise, Antonio’ dan hem Hristiyan olmasından, hem de etrafına faizsiz para vermesinden dolayı nefret etmektedir. Shylock’u rahatsız eden Antonio’nun faiz dediği ona göre haklı olan kazanca Antonio’nun karşı çıkıyor olmasıdır.
İstemeyerek te olsa parayı vermeye razı olur ama ani bir kararla Antonio’dan faiz almaktan vaz geçmiştir. Shylock şöyle bir teklifte bulunur. Eğlencesine noterden yapacakları sözleşme ile Antonio söz verdiği tarihte parayı ödeyemezse Shylock’un vücudunun istediği bir yerinden yarım kilo etini ona verecektir. Antonio parayı geri vereceğinden emin olarak Shylock’un şartlarına razı olur.
Sonunda anlaşırlar ama Antonio’nun gemileri denizde kaybolur ve borcunu ödeyemez duruma düşer. Fakat tefeci ile yaptığı anlaşma onu çok zor durumda bırakacaktır. Mahkemede tefeci ısrarla yapılan anlaşmaya uyulmasını Antonio’nun vücudundan yarım kilo et alacağı olduğunu sözleşme şartları yerine getirilmezse adalete gölge düşeceğini söyler. Bassanio arkadaşı Antonio için borcunu üç katı şeklinde ödemeyi istemesine rağmen. Venedik’i verseniz dahi olmaz diyerek ısrarını dile getirir.
Mahkeme de Yahudi tefeci için en ağır sözler söylenir. Acıma nedir bilmeyen, içinde merhametin dirhemi olmayan, taş yürekli, insanlık dışı sefil, acımasız şeytan. Bu düşünce şekli hem adamın tefeci olması hem de Yahudi olmasından kaynaklanmaktadır.
Hatta Shylock anlaşmada yok diyerek Antonio’nun kalbine yakın yarım kilo et alırken orada bir cerrahın bulunmasına dahi karşı çıkar.
Sözleşmede aslında yarım kilo et alınırken bir damla dahi kan akıtılmaması, yirmi de bir den daha fazla hassasiyetle davranılması gerektiği özellikle belirtilmiş, hatta bunun için bir damla bile Hristiyan kanı akarsa Venedik yasaları uyarınca tüm malına ve mülküne el konulacağı hepsinin Venedik devletine devredileceği kesin bir dille söylenmiştir.
Sonunda Shylock borcun üç katı ödenmesi şartıyla anlaşmaya razı olur ama mahkeme bunu kabul etmez ve Shylock’un bir damla kan akıtmadan ne eksik ne fazla yarım kilo et alacaksın diye kararını bildirir. Şayet alamazsan ölürsün ve tüm malına el konur der.
Burada Shylock’un asıl amacı kendisini sürekli olarak aşağılayan, köpek yerine koyan Antonio’nun canına kastetmek yani onu öldürmektir. Mahkeme bunun farkına varmıştır. Cezası da ona göre olacaktır.
Mahkeme sonunda Shylock’un malları ve Hristiyan olması karşılığında hayatını bağışlar ve Shylock istemeyerek de olsa Hristiyan olmayı kabul etmek zorunda kalır.
Kitap boyunca Hristiyan kahramanların Yahudi tefeciyi sürekli aşağılaması, Shylock’a adını dahi söylemek lüzumu görmeden sadece Yahudi diye hitap etmeleri ve Yahudilerin Hz. İsa’ya yaptıkları yüzünden lanetli sayılmaları kitap boyunca dikkati çekmektedir.
Asıl bizleri hayrete düşüren Hristiyanlar, Yahudiler hakkında böylesine olumsuz düşüncelere sahipken şimdi nasıl Yahudilerle böylesine bir ittifak içindeler. Acaba Müslümanlar ortak düşmanları olduğu için mi? Yoksa Yahudi ile birlikte olan Hristiyanlar özellikle de Evangelistler aslında Kripto Yahudiler mi?
