Leyla KENT. Yazar, Seyyah Leyla Kent
banner
banner
banner
HOŞ GELDİNİZ!

Yazar, Seyyah Leyla Kent, Leyla Kent

Aşağı Kaydır
Leyla KENT. Yazar, Seyyah Leyla Kent
Leyla KENT. Yazar, Seyyah Leyla Kent
Kitap Yazarı
  • Email:
    kentleyla@yahoo.com
  • Adres:
    İstanbul / Maltepe

19.03.2025

Leyla KENT. Yazar, Seyyah Leyla Kent

HASANKALE

 

Sevgili Hasankale, büyüklerimizin söyleyişi ile Hasankala, 93 harbinden önce, ailemin Revan’dan mülteci olarak Osmanlı topraklarına ilk geldiği ve kırk sene yaşadığı vatan toprağı.

Rus ordusuna, Osmanlıya karşı savaşacak asker vermemek için vatanından ayrılmak zorunda kaldığında ailemi bağrına basan bu topraklar her zaman benim için özel olmuştur.

Nerede Hasankale ile ilgili bir bilgi, bir araştırma ya da bir kitap görsem hemen alır okurum. İşte Hasankale ile ilgili bu kitabı da bir sahaf da buldum. Kitap Zafer Altuğ-Temiray Çelik başkanlığındaki bir heyet tarafından 1993 de hazırlanıp basılmış. Kitabı okumaya başladım. Kitabın önsözünde hemen dikkatimi çeken o zaman Fethullah Gülen, 2016 dan sonra kalkıştığı darbe ile Fetö diye anılan kişi ile ilgili abide şahsiyet denilip Hasankaleli şahsiyetler içinde anılmasını kitabın 1993 de hazırlanmasına bağlayarak kitabı okumaya devam ettim.

Kitap, Hasankale (Pasinler)’ in tarihi ile başlıyor.

(Yüzyıllarca Hasankale denilen bu topraklara neden 1952 den sonra Pasinler denilmesini anlamış değilim. Bu topraklar benim için hep Hasankale’dir, Hasankale olarak da kalacak).

Kitap Tarihi Coğrafyada Pasinler diye başlamış. Bu ismin antik çağlardan gelen bir isim olduğunu kabul ederek okumaya devam ediyoruz. Hasankale ismi neden değiştirilip bu güzelim topraklara Pasinler denilmiştir? Büyüklerim ölene kadar Pasinler adını kullanmadılar. Onlar için orası Hasankala idi. Bazı kaynaklar da Pasinler ilçe, merkez Hasankale diye de geçmekte.

Hasankale’nin ilk halkı Urartulardır. Kurdukları devlet, M.Ö 900 ile M.Ö 600 arasında hüküm sürmüştür. Urartular dan sonra Medler, Kimmerler, İskitler, Persler, Phasisler bu topraklara hakim olmuştur. Phasisler zamanında Phaslerin memleketi anlamına gelen Pasinler denmiştir. Sonra da Partlar, Romalılar, Araplar, Bizanslılar, Selçuklular, Osmanlılar yönetime gelmişlerdir. Partlar’a kadar olan sıralama farklı kaynaklarda farklı gösterilmiştir.

Kitapta bu devirler ayrıntılı bir şekilde anlatılmış. Bilmiyorum Hasankale’nin kendi talihsizliği mi yoksa geçiş yolları üzerinde bulunmasından mıdır sürekli el değiştirmiş, işgale uğramış, yağmalanmış, kan dökülmüş.

Hasankale, 1473 yılında Otlukbeli savaşında Akkoyunluların yenilmesiyle Osmanlı hakimiyetine girmiş, 1829, 1855, 1877 yıllarında Rus işgaline uğramıştır. Hasankale’nin tam olarak ne zaman Türklerin eline geçtiği bilinmemektedir. 1071 tarihinden itibaren Türkler yavaş yavaş Anadolu’ya girerken Hasankale de, Saltuklular (1072-1202), Erzurum Selçukluları (1202-1230) ve 13.yy da Kayılar hüküm sürmeye başladı. Oğuz birliğine giren Kayılar bu topraklara Moğolların önünden kaçarak gelmişlerdi. Moğol tehlikesi devam edince Kayılar daha batıya doğru göç etmek zorunda kaldılar. 1240 lı yıllarda Moğollar adeta o topraklarda terör estirdiler. Selçuklu idaresini yakıp, yıkıp yok ettiler. Cengiz han dan sonra gelenler tarafından yapılan paylaşımla Hasankale İlhanlılar’ın eline geçti. 1256 dan sonra İlhanlılar dönemi başladı.1336 yılına kadar sürdü.1336 dan sonra ise Hasankale Van yöresinde kuvvetli olan Sutaylılar’ın idaresine girdi. Sutaylılar zamanında Hacı Togay’ın oğlu Şeyh Hasan, kayalık zemin üzerine inşa ettiği kaleye Hasankale adını verip bir de mescit yaptırdı.

1380 yılında ise Erzurum ile birlikte Hasankale de yönetim Van merkezli Karakoyunluların eline geçti. Karakoyunlular ile yaklaşık aynı tarihlerde ortaya çıkan Diyarbakır merkezli Akkoyunlular arasında yaşanan mücadele sonucunda bu defa Hasankale Akkoyunluların yönetimine geçti. Akkoyunlular en parlak dönemlerinden biri de Uzun Hasan döneminde yaşanmıştır.

Tarihler 1386 yılını gösterdiğin de doğudan Timurlenk ya da diğer deyişle Emir Timur Anadolu’ya girmeye başlamıştı. Timurlenk’in amacı Cihan imparatorluğu kurmaktı. Yolu üzerindeki Hasankale’yi ele geçirdi. Akkoyunlu hükümdarını saflarına çeken Timur Anadolu içlerine ilerlemeye başladı. Başında Bayezıt’ın bulunduğu Osmanlı ordusuyla 1402 yılında Ankara da karşılaştı. Bayezıt kendisinden sayıca fazla olan Timur’un ordusu karşısında yenilgiye uğradı. Pek çok Osmanlı şehri yağmalandı. Timur, Bayezıt’dan aldığı Anadolu Beyliklerini kendilerine iade etti. Anadolu da siyasi birlik bozuldu. Timur, Ankara savaşından sonra sekiz ay kaldığı Anadolu’dan çekildi.

Bu tarihten, 1473 yılına kadar Hasankale Akkoyunluların egemenliğinde kaldı. O tarihte Fatih Sultan Mehmet Otlukbeli’nde Akkoyunluların başındaki Uzun Hasan’ı mağlup ederek beyliğini Osmanlı topraklarına kattı. Böylece Hasankale de bir Osmanlı toprağı olmuş oldu.

Akkoyunlu hakimiyeti bitti ama bir süre sonra bölge için yeni bir tehlike olarak Safevi hükümdarı Şah İsmail ortaya çıktı. Şah İsmail tehlikesine karşı Osmanlı tahtında bulunan Yavuz Sultan Selim 1514 tarihinde harekete geçti. İran da ki Çaldıran düzlüğünde iki ordu karşılaştı. Şah İsmail büyük bir yenilgiye uğratıldı. Hasankale ile birlikte bölgede sükunet sağlansa da Safeviler bölge de huzursuzluğa devam edince Yavuz Sultan Selim’den sonra iktidara gelen oğlu Kanuni Sultan Süleyman bölgeye gelerek muhteşemliğini gösterdi. 1534 yaptığı bu gelişle bölgenin imar işlerine başlanıp bölge mamur hale getirildi. Böylece Hasankale ikinci en parlak dönemini Kanuni devrinde yaşadı. Daha sonra Nahcıvan, Tebriz’e yapılan bazı müdahaleler de Hasankale geçiş noktası olmuş, bazı bölgesel olaylarla karşı karşıya kalmıştır.

1620 li yıllarda Yeniçeriler tarafından katledilen II.Osman’ın kanını dava ederek Erzurum valisi Abaza Mehmet Paşa’nın isyanı bölgeyi uzun süre meşgul etmiş, çok kan dökülmüştür.

Hasankale tarihinin önemli şahsiyetlerinden biri olan Hasankaleli kaside ve hiciv yazarı Nefi’nin 1635 yılında, yazdığı hicivlerle pek çok kişinin nefretini üzerine çekmesi sonucu boğdurularak denize atılması Hasankale tarihinde önemli bir yer teşkil eder. Kitapta bu konuya geniş olarak yer verilmiş.

O yıllarda Hasankale ve bölgede çok kan dökülmesine sebep olan Celali isyanları sürerken İranlılarla aramızın bozulmasına üzerine IV. Murat Safevilere karşı bir sefer yapma kararı alır ve Hasankale’ye gelir. Hasankale de olayları bastırdıktan sonra Revan’a yönelir (Revan baba tarafımın toprakları. Geçmişin Sesi adlı kitabımda geniş yer verdiğim gibi Revan ailemin benim bildiğim ilk toprakları, ilk yurdu. Orası ailemin ilk göz bebeği. İsmini andığımızda burnumuzun direğini sızlatan şehir)

Revan kalesini aldı ama IV.Murat Han hastalığı nedeniyle İstanbul’a dönmek zorunda kaldı. 6 ay sonra Safeviler Revan’ı tekrar geri aldılar. IV. Murat Han, Hasankale’sine gelen son Osmanlı padişahı oldu.

II.Mustafa, III.Ahmed, I.Mahmud, III.Osman, III.Mustafa, I.Abdülhamid ve III.Selim devirlerinde Hasankale de, İran ile yapılan anlaşmalarla tam bir barış havası esti.

III.Ahmed devrinde bu barış ikliminde Hasankale tarihinde önemli bir yeri olan Marifetname’nin yazarı kitapta geniş bir yer tutan İbrahim Hakkı Hazretleri de yaşamıştır.

1700 lü yıllarda yaşamış olan Evliya Çelebi de Hasankale’ye gelmiş, Seyahatnamesinde Hasankale’ye özellikle de Hasankale’nin çermiklerine geniş yer vermiştir.

Hasankale’nin Ruslarla ilk tanışması 1829 yılında olmuştur. 1855, 1877 ve 1916 yıllarında da bu karşılaşma devam etmiştir. Bu karşılaşmalar Hasankale için yıkım olmuştur. Rusya 1826-1828 yılları arasında Rus-İran savaşı ile ata yurdum Revan’ı ve bağlı olduğu Revan Hanlığını Rus topraklarına katınca ailem için kendi öz yurtların da esaret yılları başladı.

1855 yılında Rusların ikinci gelişi ile yaşanan savaş Kırım savaşı olarak bilinir. Savaş Kırım da devam ederken Rus ordusu Osmanlı’yı sıkıştırmak için doğu sınırımızı geçerek bölgede bulunan Ermenilerin kılavuzluğunda Kars’a kadar gelip Kars kalesini abluka altına aldılar. Ruslar kalede asker bırakıp yardım yollarını kesmek için de Sarıkamış’a kadar ilerlediler. 4 Ağustos 1855 tarihinde Hasankale’yi ele geçirdiler ama bir müddet sonra Müşir Mehmet Vasıf Paşa komutasındaki Osmanlı ordusunun kahramanca savunması ile bölgeden çekilmek zorunda kaldılar.

Ruslarla üçüncü karşılaşmamızda yaşadığımız 1877-1878 (93 harbi) ise bölge için büyük bir felaket olur. Kars kalesi düşer. Bu arada Ruslar, Hristiyanlarla birlikte tebaasında ki Müslümanlardan da Osmanlıya karşı savaşacak asker toplamaya başlar. İşte tam bu sırada ailem, Ruslara, asker vermek istemeyince Revan’dan kaçıp Osmanlı topraklarına sığınır ve mülteci olarak Hasankale’ye yerleştirilirler. İşte tam bu sırada Kars tamamen Rusların eline geçer.

Ailem tam 40 yılını zor şartlar altında Hasankale de geçirdikten sonra 1917 de seferberlikte Hasankale’yi terk etmek zorunda kalırlar kitapta da söylendiği gibi Urus ya da Urus Gavuru’nun elinden kurtulmak için muhacir olarak en zorlu şartlar altında Konya’ya göç ederler.

Kitapta Rus ve akabinde Ermeni zulmü en ince ayrıntısına anlatılmış. Öyle bir zulüm ki yazmak ve okumak bu kadar zorken olanların içinde yaşamak nasıl bir acı olmalı insanı bunu düşünmeden edemiyor. Kitabın bu en acı, en üzüntü verici bölümünü okuyucuya bırakıyorum.

Burada bir noktaya daha dikkat çekmek istiyorum. Benim ailem Hasankale’den Konya’ya askerlerin evlerine gelip buralar artık tehlikeli hemen iç bölgelere gidin uyarası ile harekete geçmişlerken neden bölgedeki diğer insanlar uyarılmadı ya da uyarıldı da orada kalıp her türlü zulüme uğradılar. Böyle bir felaketin başlarına geleceğini tahmin mi edemediler. Bilmiyorum. Tarih biraz da ders almaktır. Tarihi okuyacağız, öğreneceğiz ki felaketlere karşı daha uyanık olalım derken Allah bir daha böyle acılar yaşatmasın diye dua ediyoruz.

Kitabın diğer bölümlerinde Hasankale ve çevresindeki tarihi kalıntılar, kaplıcalar (çermikler), türbeler ve mezarlıklar, camilere yer verilmiş.

Yine Hasankale’nin doğal çevre özellikleri, iklimi, akarsuları, toprak özellikleri, beşeri çevre özellikleri, ekonomik faaliyetleri, hayvancılığı, yetiştirilen ürünler, madenleri, ulaşım ve ticaret, turizmine dair geniş kapsamlı açıklamalar yapılırken,

Hasankaleli şair ve ilim adamlarından şair Nefi, İbrahim Hakkı Hazretleri, İsmail Fehim Efendi, Hace Muhammed Lutfi Efendi, Muhammed Kamil Efendi, Hacı Salih (Bilgin) Efendi, Yaşar Reyhani, Aşık Gülhani, Orgenarel Selahattin Demircioğlu, Prof.Dr. Mümtaz Turhan, Aşık Serdari, Faruk Kaleli gibi şahsiyetler hakkında da geniş bir bilgilendirme yapılmış.

Sonraki bölümlerde Hasankale Folkloruna ait Maniler, Bilmeceler, Ninniler, Atasözleri, Dualar, Beddualar yer almış.

Ayrıca, Hasankale Efsaneleri, Gelenek ve Görenekler, Düğün Adetleri, Hasankale de pişirilen bazı özel yemekler, Çay Sohbetleri-Kahvehaneler, Çermik-Hamam Adetlerine de özel bir yer verilmiş.

 

 

Copyright www.leylakent.com her hakkı saklıdır.
photo
Bize Yazabilirsiniz
* Lütfen boş alan bırakmayın.